Kıl Ameliyatı Riskleri ve Sonrası

Kıl Ameliyatı

Kıl ameliyatı, genellikle kuyruk sokumu bölgesinde yapılan cerrahi müdahalelerdir. İki kalça arasındaki bölgede oluşan kıl yuvalarının tedavisi için bu ameliyatlar uygulanır. Kıl yuvalarının içerisindeki iltihaplanmayı ve kılları çıkarmak için kullanılan yöntemlerdir. Alternatif tıpta kremler ile yapılan tedaviler deneme aşamasında olsa da, halk arasında kalça kısmını doktora göstermekten ve bıçak altına yatmaktan daha iyi gelmektedir. Kıl ameliyatlarında işlem yapılması için birden fazla teknik ve yöntem bulunmaktadır.

Kıl Dönmesi Nedir?

Kıl dönmesi, genellikle erkeklerde görülen bir rahatsızlıktır. Vücut kıllarının ve saç kıllarının kuyruk sokumuna yerleşmesi ve deride yer bulduğunda deri altına geçmesi ile meydana gelir. İki kalçanın birbiri ile sürtünmesi sonucu aralarda biriken kıllar deri altına girerek tek bir yönde büyümeye başlar. Bu büyüme ilerledikçe ve içerideki kıllar uzayıp büyüdükçe, oluştuğu yerdeki boşluğu doldurmaya başlar ve orada ısı ve sıcaklıkla bir de terleme ile bir araya gelerek enfeksiyona neden olurlar. İlerleyen safhalarında kanlı bir iltihap dışarı atmaya başlar ve hastada ağrılı ve acılı bir dönem oluşur. Her ne kadar cerrahi müdahale ile alınan kıl yuvalarının tekrardan oluşma olasılığı her zaman vardır.

Kıl Ameliyatı Teknikleri

Kıl ameliyatları, dört farklı şekilde yapılabilir:

Doku Çıkarıp Yama Kaydırma ile Kapama Ameliyatı: Uzun süreli akıntı ile giden kronik sinüs vakalarında en uygun yöntemlerden biridir. Ameliyat yarayı genişleterek kılları çıkarıp yamayla onardıktan sonra kapatılır. Ameliyat esnasındaki ilk işlem, hasarlı dokunun çıkarılması ile başlar. Orta hattaki komşu kalçadaki dokulardan cilt ve cilt altı içeren dil biçiminde yama dokular alınarak flep hazırlanır. Alınan yama yan çevrilerek yaranın çıkarılmasından sonra arta kalan boşluk dikilerek ameliyat tamamlanır. Uzun süreli sonuçlar açısından halen en iyi yöntemdir.
Doku Çıkarıp Açık Bırakma Ameliyatı: Ameliyatta hastalıklı bölge kesi işleminden sonra çıkarılıp yaranın olduğu gibi açık bırakılması şeklinde son bulur. Kısa ve kolay bir ameliyat şeklidir. Ancak bu ameliyatta yaranın iyileşme süresi uzar ve ortalama olarak sekiz haftayı bulur. Hastalığın aynı bölgede yeniden tekrarlama olasılığı %5-10 civarındadır. Bu ameliyat hasta açısından oldukça zahmetli bir yöntem olduğundan pek tercih edilmemektedir.
Doku Çıkarıp Dikme Ameliyatı: Hastalıklı bölgenin ameliyatı kesi işlemi ile yara doku çıkarılır. Bu kıl yuvası çıkarma işlemi bittikten sonra iki kalça arasında oluşan kesinin yani yaranın iki ayrı dudağı birleştirilerek dikilir. Bu ameliyat türü daha çok küçük kıl yuvası ameliyatlarında küçük iltihaplı ise uygulanır. Ameliyatın toplam yapılma süresi yirmi dakika olup, iyileşme süresi ise 15-20 gün kadardır. Tekrar aynı bölgede kıl dönmesi riski diğer ameliyatlara göre biraz daha yüksektir.
Mikrosinüsektomi Ameliyatı: Bu ameliyatta hastalıklı olan bölge çok küçük bir alanda olduğundan basit ve sınırlı bir ameliyat uygulanır. Bu ameliyat kıl dönmesi vakalarında nadiren yapılan bir ameliyattır. Çünkü kıl dönmesi rahatsızlığı genelde bu kadar erken fark edilmez. Edildiğinde de bu basit ameliyat uygulanır. Erken teşhis olduğunda içerideki boşluk büyümediği ve iltihaplanma neredeyse yok denecek kadar az olduğu için veya içeride biriken kıl miktarının çok az olması sayesinde çok kısa ve basit bir operasyon olur. Ameliyatın sonuçları hakkında gelişen ve kesinleşen yenileme oranı bulunmamaktadır.

Kıl Ameliyatlarının Genel Özellikleri

Kıl ameliyatlarında, genelde hastalar ilerlemiş bir durumda hekime başvururlar. Bunun nedeni, kıl dönmeleri sadece ilerleyip kanamalı iltihap akıttıklarında kendilerini hissettirirler. Bu kıl dönmesi hastalığında oluşan bölgedeki kıl yuvasının çıkarılmasıyla hastalık kesin bir tedaviye uğramaz, sadece oluşan hastalık alınmış olur. Yani geçici bir tedavidir. Asla yenilenmeyeceği gibi bir kanı yoktur.

Anestezi ve Ameliyat Süreci

Kıl ameliyatlarında uygulanan anestezi genellikle bölgesel anestezidir. Hasta bilinci açık ve ameliyat esnasında uyanıktır. İğne yardımıyla belden aşağısı uyuşturulan hastalar, işlem bittikten sonra iki üç saat kadar daha belden aşağısında uyuşma olduğundan hastanede bekletilir ve vücudu anestezinin etkisinden çıktıktan sonra taburcu edilir. Özel bir zorunluluk olmadığı sürece hasta asla genel anestezi yapılmaz. Sadece o bölgenin uyuşturulması yeterlidir.